Sham ve Azerbaycan
2 مشترك
صفحة 1 من اصل 1
Sham ve Azerbaycan
Değerli
okurlar , Türkiye cumhuriyeti devleti, suriye ilişkilerinde tırmanan gerginliğin arkasından imzalanan antlaşma ile, herşeyden önce moral ve psiko -sosyal bir kazanç elde etmiştir
bu antlaşmanın görünen maddelerinin dışında neler olduğunu sorgulamak elbette, demokratiklik ve şeffaflık açısından önemlidir 0.
ancak antlaşmanın görünen kısmı bile Türkiye"nin kararlı ve tek bir ağızdan hareketinin ne kazançlar getireceğini görmek açısından yeterlidir
Bu antlaşmanın Suriye"nin de hayrına olduğnun söylemek mümkündür çünkü Suriye bir anlamda temize çıkma gayretlerini gösterme cesaretini ortaya koymuştur . Belki de Suriye tarihi olarak yok olmanın tehlikesnin atlatmıştır.
Türkiye"nin bu konuda dünya dengelerini iyi takip etmiş olduğu intibaı uyanmaktadır . çünkü , güçlü batı devletleri konuya sessiz kalmıştır.
Türkiye"nin açıkça vuracağını ilan etmesine rağmen, dünya her cephesinden konuya sessiz kalmış ve sükut ikrardan gelir atasözümüze uygun olarak bir manada Türkiye"yi haklı bulmuşlardır.
Arap ülkelerinden bazılarının ufak-tefek konuşmalarını çok kayda değer kabul etmemek gerektir ki, nitekim , Türkiye de karşı gardını almış ve meselenin Türk-Arap meselesi olarak görünmemesi gerektiğini ısrarla vurgullamıştır.
Suriye konusunun bilinen antlaşma ile bitmesi bizce ülkemizin şu şok sıkıntılı döneminde ,moral ve güven kaynağımız olmuştur.
Peki , bundan sonra ne olur !
Meseleyi bu noktaya getiren güçler veya güçlerin , sistemin tıkanması noktasındaki günümüz Türkiye şartlarına göre hareket etmisi gerektiği kanaatindeyiz. Yani artık, siyasi ve bürokratik irade, gerisini takip eder veya etsin anlayışı ile hareket edileceğini zannetmiyoruz. Çünkü, bütünün parçalarının bozulmasına müsaade edilemez . Şubat süreci bize göre aynen devem etmektedir.
Sevgili okurlar, yakın tarihte bir Azerbaycan gezimiz oldu. Bu gezi hakkında konuşulacak, yazılacak o kadar çok konu var ki, inanın bir tefrika halinda yayınlanması belki de en doğrusu olacaktır . Ancak, biz şu küçük köşemizde bile bazı şeyleri söyleyerek okurlarımızı bilgilendirmek gereği hissediyoruz. Herşeyden önce kardeş Azerbaycan Devleti, henüz sovyet devlet anlayışından sıyrılma dönemindedir. Cumhurbaşkanı'ndan sade vatandaşına kadar tüm Azerbaycan Türklerinin artık, sovyet devletinin ortadan kalktığını, geri gelemeyeceğini ve bağımsız bir kuzey Azerbaycan Türk devletinin olduğunu bilmisi, kabullenmesi ve tüm hayat tarzını ve geleceğini buna göre şekillendirmesi gerekmektedir .
Geçmis geride kalmıştır . Elbette, geçmişten çıkartılacak dersler vardır ve olmalıdır da. Zaten, geçmiş olmazsa gelecek de olmaz. Ancak, hedef gelecektir ve hayat gelecekte devam edecektir.
Azerbaycn Türkleri açısından, kısaca ifade ettikten sonra, Türkiye'dan giden insanlara da biraz değinmek istiyorum. Maalesef, Türkiye'dan gidenlerin bir kısmı hiç de iç açıcı işler yapmamışlardır . Bu konudaki şikaetleri fazlası ile dinledik. Bu şikayetlerin giderilmesi belki de, Türkiye sebebiyet verilebilir. Henüz tamamen kaybedilmiş bir şey yoktur. Elbette, karşılklı hatalar ve olumsuzluklar olacaktır. Yrter ki, giderilebilsin.
Türkiye Cumhuriyeti devleti ve her Türk vatavdaşının unutmaması gereken bir konu var: ben sadece Azerbaycan'da gözlemledim. Ancak, edindiğim bilgi tüm Türk Cumhuriyet'leri için geçerli imiş. Türkiye'yi gerçekten büyük görüyorlar ve dolayısıyla çok şey bekliyorlar.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Yazan
Halil ALTIPARMAK
(Dünden bugüne bugünden yarına) kitap'dan yazen de
okurlar , Türkiye cumhuriyeti devleti, suriye ilişkilerinde tırmanan gerginliğin arkasından imzalanan antlaşma ile, herşeyden önce moral ve psiko -sosyal bir kazanç elde etmiştir
bu antlaşmanın görünen maddelerinin dışında neler olduğunu sorgulamak elbette, demokratiklik ve şeffaflık açısından önemlidir 0.
ancak antlaşmanın görünen kısmı bile Türkiye"nin kararlı ve tek bir ağızdan hareketinin ne kazançlar getireceğini görmek açısından yeterlidir
Bu antlaşmanın Suriye"nin de hayrına olduğnun söylemek mümkündür çünkü Suriye bir anlamda temize çıkma gayretlerini gösterme cesaretini ortaya koymuştur . Belki de Suriye tarihi olarak yok olmanın tehlikesnin atlatmıştır.
Türkiye"nin bu konuda dünya dengelerini iyi takip etmiş olduğu intibaı uyanmaktadır . çünkü , güçlü batı devletleri konuya sessiz kalmıştır.
Türkiye"nin açıkça vuracağını ilan etmesine rağmen, dünya her cephesinden konuya sessiz kalmış ve sükut ikrardan gelir atasözümüze uygun olarak bir manada Türkiye"yi haklı bulmuşlardır.
Arap ülkelerinden bazılarının ufak-tefek konuşmalarını çok kayda değer kabul etmemek gerektir ki, nitekim , Türkiye de karşı gardını almış ve meselenin Türk-Arap meselesi olarak görünmemesi gerektiğini ısrarla vurgullamıştır.
Suriye konusunun bilinen antlaşma ile bitmesi bizce ülkemizin şu şok sıkıntılı döneminde ,moral ve güven kaynağımız olmuştur.
Peki , bundan sonra ne olur !
Meseleyi bu noktaya getiren güçler veya güçlerin , sistemin tıkanması noktasındaki günümüz Türkiye şartlarına göre hareket etmisi gerektiği kanaatindeyiz. Yani artık, siyasi ve bürokratik irade, gerisini takip eder veya etsin anlayışı ile hareket edileceğini zannetmiyoruz. Çünkü, bütünün parçalarının bozulmasına müsaade edilemez . Şubat süreci bize göre aynen devem etmektedir.
Sevgili okurlar, yakın tarihte bir Azerbaycan gezimiz oldu. Bu gezi hakkında konuşulacak, yazılacak o kadar çok konu var ki, inanın bir tefrika halinda yayınlanması belki de en doğrusu olacaktır . Ancak, biz şu küçük köşemizde bile bazı şeyleri söyleyerek okurlarımızı bilgilendirmek gereği hissediyoruz. Herşeyden önce kardeş Azerbaycan Devleti, henüz sovyet devlet anlayışından sıyrılma dönemindedir. Cumhurbaşkanı'ndan sade vatandaşına kadar tüm Azerbaycan Türklerinin artık, sovyet devletinin ortadan kalktığını, geri gelemeyeceğini ve bağımsız bir kuzey Azerbaycan Türk devletinin olduğunu bilmisi, kabullenmesi ve tüm hayat tarzını ve geleceğini buna göre şekillendirmesi gerekmektedir .
Geçmis geride kalmıştır . Elbette, geçmişten çıkartılacak dersler vardır ve olmalıdır da. Zaten, geçmiş olmazsa gelecek de olmaz. Ancak, hedef gelecektir ve hayat gelecekte devam edecektir.
Azerbaycn Türkleri açısından, kısaca ifade ettikten sonra, Türkiye'dan giden insanlara da biraz değinmek istiyorum. Maalesef, Türkiye'dan gidenlerin bir kısmı hiç de iç açıcı işler yapmamışlardır . Bu konudaki şikaetleri fazlası ile dinledik. Bu şikayetlerin giderilmesi belki de, Türkiye sebebiyet verilebilir. Henüz tamamen kaybedilmiş bir şey yoktur. Elbette, karşılklı hatalar ve olumsuzluklar olacaktır. Yrter ki, giderilebilsin.
Türkiye Cumhuriyeti devleti ve her Türk vatavdaşının unutmaması gereken bir konu var: ben sadece Azerbaycan'da gözlemledim. Ancak, edindiğim bilgi tüm Türk Cumhuriyet'leri için geçerli imiş. Türkiye'yi gerçekten büyük görüyorlar ve dolayısıyla çok şey bekliyorlar.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Yazan
Halil ALTIPARMAK
(Dünden bugüne bugünden yarına) kitap'dan yazen de
bozkurt oglu- Üst çavuş
- عدد الرسائل : 215
العمر : 36
العائلة التركمانية : oğuz Avşar
تاريخ التسجيل : 13/04/2008
رد: Sham ve Azerbaycan
iki ellerinize sağlık Bozkurt oğlu anda
Saygıdeğer Halil ALTIPARMAK hocayı ben yakından tanırım
paylaşımınız için çok teşekkür ederim
esen kalınız
Saygıdeğer Halil ALTIPARMAK hocayı ben yakından tanırım
paylaşımınız için çok teşekkür ederim
esen kalınız
lonely wolf- Binbaşı
- عدد الرسائل : 1156
العمر : 41
العائلة التركمانية : oğuz Salur
تاريخ التسجيل : 15/03/2008
صفحة 1 من اصل 1
صلاحيات هذا المنتدى:
لاتستطيع الرد على المواضيع في هذا المنتدى