منتدى تركمان سورية .... من أجل تركمان َموحد....
هل تريد التفاعل مع هذه المساهمة؟ كل ما عليك هو إنشاء حساب جديد ببضع خطوات أو تسجيل الدخول للمتابعة.

FİLİSTİN VE DOĞU TÜRKİSTAN ( Sırtımızdan vuranlar ve kahramanlar ) [ F.CAN KARAKULAK ]‏

اذهب الى الأسفل

FİLİSTİN VE DOĞU TÜRKİSTAN ( Sırtımızdan vuranlar ve kahramanlar ) [ F.CAN KARAKULAK ]‏ Empty FİLİSTİN VE DOĞU TÜRKİSTAN ( Sırtımızdan vuranlar ve kahramanlar ) [ F.CAN KARAKULAK ]‏

مُساهمة من طرف rmadi41 الخميس يناير 15, 2009 6:52 pm


Son zamanlarda herkesin bir Filistin için kampanya başlatıp yada dünyada ünlü internet sitesi Facebook'ta gruplar açtığını gözlemlemekteyim...
İsrail, Hamas"ın kendi topraklarına saldırı düzenlemesini bahane ederek havadan ve karadan Filistin topraklarında katliam uygulamaya devam ediyor. Yaşananlar; ağır, insanlığın her haliyle yok edildiği bir dram niteliği taşıyor.
Ortada bir vahşet bir soykırım bir insanlık ayıbı var fakat benim anlayamadığım millet olarak neden objektif olmayıp, araştırmadan, herşeye tek yanlı bakıp hemen herşeye inanır olduk ve o yolda gider olduk...

Filistinde neler olmuş Filistin halkı neler yapmış geçmişte neler olmuş hiç araştırdık mı ?
Doğu Türkistanı'da düşündük mü peki yada Hocalıyı yada acı çeken Türkmenleri ...
Ortadoğu'nun çektiği çileye ön ayak olanlar acaba yattıkları yerde rahat uyuyabiliyorlar mıdır?
Yada Filistin halkı bu hale neden ve nasıl geldier sorduk mu kendi kendimize ?

Hadi gelin soralım bir bakalım neler olmuş...

Şerif Hüseyin'den başlayalım mesela ; o doymak bilmeyen menfaat hırsı ile dolu Lawrence'nin vaatleriyle ve altınlarıyla tatmin ettiği Şerif Hüseyin ve onun ardından cahilce sürüklenen araplar...Lawrence'nin vaatlerinin etkisinde kalıp binlerce arap halkınıda peşinden sürükleyen Şerif Hüseyin , Halifenin uyarılarını ve cihad ilanını umursamamıştı.O topraklarda hala ezan sesini yükselten hilali dalgalandıran Osmanlı'yı sırtından vurmuştu..Böylelikle Lawrence arzularına göre yönetecek , savaştıracak insanları bulmuştu.

Şimdi bu kızgın çöllerde çalışacak gizli kuvvetleri de bulmak lazımdı.Lawrence bu hususta da sıkıntı çekmedi. “Büyük Arabistan” hayali nasıl Şerif Hüseyin ve emrindeki arapları büyülemişse; “Arzı Mev’ut” hayali de İsrail oğullarına diz çöktürmüştü. İşte; kadınıyla erkeğiyle çoluğuyla çocuğuyla muazzam bir gizli ordu. . .
Anadolunun kahraman çocukları Arabistan çöllerinde Filistin ve Suriye’de hilali dalgalandırmak kelime-i tevhidi yaşatmak azmiyle kavrulup düşmanla çarpışırken gizli bir el arkalarından onları kalleşce hançerliyordu.
Ülkelerinin dünya medeniyetinden nasibi; Türk parası, Türk emeği ve Türk yardımları ile yapılmış demir yolunu tekelinde tutmak isteyenler her gün bu demir yoluna bir bomba yerleştirmekten binlerce Müslüman’ı havaya uçurmaktan çekinmiyorlardı ve bütün bu hıyanetleri Lawrence’nin emriyle yapıyorlardı.Türk karargahları araplar tarafından basılıyor yağmalanıyordu.Din devlet için Arabistan çöllerinde dövüşen kahramanlar müdafaa etmeye çalıştıkları ve uğrunda savaştıkları ülkenin sakinleri tarafından katlediliyordu...Çünkü Lawrence ve Müslüman Türk aleminin düşmanları böyle istiyorlardı...

Türk ordusu bir taraftan yedi cihanda düşmanla dövüşürken bir taraftan da bunlarla uğraşmak zorunda kaldı. Hıyanetleri kanıtlanan Yahudiler hapsedildiler. Haklarında ölümü gerektiren kanuni muamele yapılırken bile onlar Lawrence’ in kendilerini kurtaracağına inanıyorlardı.
Ve Lawrence gayesine ulaştı. Filistin ve Suriye’de hezimetimize sebep oldu.
Harp bitmiş fakat bu adamın işleri bitmemişti. O yıllarca Hindistan, Çin ve Afganistan'ı birbirlerine kattı..1930 da Ağrı Dağı isyanında Kürt aşiretlerini baş kaldırmaya teşvik eden hudut hadiseleriyle İran'la aramızı bozmaya çalışan gizli kuvvetlerin başında bulunan da yine Lawrence olmuştur..

Müslüman Türk milletine kin ve düşmanlık besleyen ülkelere karşı Yapılan oyunların farkına varılmalı ve doğru bir dış politika oluşturulmalıdır. 'Tarih tekerrür'den ibaret' sözünden hareketle tarihimizi doğru okumalı ve doğru yorumlamalıyız.
Ve her ne olursa olsun Arap antipatisi içerisinde Filistin'de yaşananlara asla duyarsız kalamayız, kalmamalıyız da. Ama Türkiye"ye karşı bölücü bir politikadan hiçbir zaman vazgeçmeyenlere de asla taviz vermemeli ve asla kanmamalıyız...



Doğu Türkistanı'da düşündük mü hiç demiştik konunun başında.
Gelelim Doğu Türkistan'a...

Doğu Türkistanın acısıda aslında hala çok taze bu yıl olimpiyatları hepimiz hatırlıyoruz o olimpiyatların yapıldığı yerlerin aslında gerçekte işkence yeri olduklarını kaçımız biliyor peki ?
Yine fazla gerilere gitmeye gerek yok gelelim Gulca Katliamına 11 yıl önce Gulca'da bir ''Kadir Gecesi'' yaşananları düşündük mü hiç...
Komünist faşist kızıl Çin zulmlerinide düşündük mü...
Evet Doğu Türkistan!!!
Onların sapan kullanıp tank taşlamaya bile fırsatları olmadı onlar Müslüman Türk evlatları oldukları için işkencelere maruz kaldılar zulm edilerek idam edildiler ve bir Kadir Gecesinde ibadetlerini yerine getirirken geldi Kızıl Çin çocuk yaşlı demeden geldi ve yine canlara kıydılar...
Bugün görünürde komünizmin vahşi uygulamaları sona ermiş gözüksede komünist rejimin yeni dünya düzenine uyarlanan versiyonu tüm acımasızlığıyla ne yazıkki Doğu Türkistan'da hala hayatta...Bugün Çin'in dört bir yanında bulunan çalışma kampları, bu kamplarda çalışan milyonlarca insanı aşağılayan ve sömüren bir çalışma düzeni, halkın gözü önünde gerçekleştirilen toplu idamlar, hapishanelerde yaygın olarak başvurulan işkence yöntemleri, idam edilen mahkumların organlarının ticari malzeme olarak kullanılması, zorunlu kürtajlar, komünist yönetimin bu çirkin yüzünü ortaya koymaktadır.
Söz konusu komünist vahşetin en çok hedefi olan bölge ise, Uygurlu Müslüman Türklerin yaşadığı Doğu Türkistan'dır. Çin'in en batı noktasında yer alan Doğu Türkistan yaklaşık iki asırdır işgal altındadır ve özellikle son elli yıldır komünist Çin yönetiminin despot rejimi altında ezilmektedir. Doğu Türkistan, Çin'in propagandaları neticesinde dünya kamuoyu tarafından 'Xinjiang' -Sincan- (Çince "yeni kazanılmış topraklar") olarak tanınmaktadır ve çoğu insan bu topraklarda yaşanan insanlık dramından habersizdir. Oysa nüfusun çoğunluğunu Uygur kökenli Müslümanların oluşturduğu Doğu Türkistan'da, Çin Komünist Partisi tarafından, Çin'in hiçbir bölgesinde yaşanmayan boyutlarda şiddet ve baskı uygulanmaktadır. İşkence, idam, çalışma kampları, dini baskı Doğu Türkistan'da uzun yıllardır günlük hayatın bir parçası haline gelmiştir.
Müslümanlar sadece dinlerini yaşamak istedikleri için tutuklanmakta, işkenceleri ile ünlü Çin hapishanelerinde aylar, hatta yıllar boyunca tutulmakta, özgürlük ve demokrasi taleplerini dile getirenler acımasızca idam edilmektedir. Bunun yanı sıra Çin'in asimilasyonist politikaları Doğu Türkistan'ın çoğunluğunu oluşturan Müslümanların, dillerini konuşmalarını, kültürlerini devam ettirmelerini engellemekte ve hatta diledikleri kadar çocuk sahibi olmalarını bile yasaklamaktadır. Hacca gitmeleri, namaz kılmaları ve oruç tutmaları engellenen Doğu Türkistan Müslümanlarının bekledikleri yardım ise dünyanın dört bir yanındaki vicdanlı insanlar için son derece kolaydır: Bu komünist zulmün sona ermesi için fikri bir mücadele yürütülmesi ve yaşanan zulmün tüm dünyaya duyurulması için çaba sarf edilmesi gerekmektedir...

Çin'in Doğu Türkistan'ı, her türlü iletişim imkanını kısıtlayarak dünyaya kapalı bir bölge haline getirmesi, bölgede yaşanan insanlık dramının tüm boyutları ile öğrenilmesini engellemektedir. Ancak bu, Doğu Türkistan'da ezilen ve zulüm gören masum insanları unutmak ve bu konuda duyarsız davranmak için geçerli bir mazeret değildir. Bu nedenle Doğu Türkistan konusunda dünyaya hakim olan bu sessizliği ortadan kaldırmaya yönelik her türlü fikri çaba son derece önemlidir. Kapalı kapılar ardında yaşanan insanlık dışı olayların tüm boyutları ile gözler önüne serilmesi, hem bu mazlum halkın sesini duyurmasına vesile olacak, hem de dünya kamuoyunun dikkatini bu konuya çekecektir.İnsanlarımızdan daha duyarlı olmasını ve yıllardır zulmlerden yılmayan menfaat karşılığında davasından yılmayan Müslüman Doğu Türkistan halkının yanında yer almasını istiyoruz !!!

Saygı ve Sevgi ile
F.Can Karakulak


*DİP NOT :

ÇİN ZULMÜNÜN TARİHİ
https://www.facebook.com/note.php?note_id=47797453655


LAWRENCE KİMDİR ??

Thomas Edvard Lawrence 1888 de doğmuştur. Zengin bir aileye mensuptur.Arabistan Suriye Mısır ve Filistin’de etütler yapmış; bir Arap kadar Arap dil ve adetlerini Bir Müslüman kadar Müslümanlığın şartlarını ve inceliklerini öğrenmiş her haliyle Doğu'ya intibak etmiştir.Bütün doğu lisanlarını şive farklarına kadar kusursuz öğrenmiştir...
Birinci Dünya Savaşı başladığı Zaman Filistin’de bulunuyordu.
Silah altına alınır alınmaz bu hususiyetleri dikkate alarak Mısır’daki ordunun istihbarat şubesine tayin edilmiştir
İşte Lawrence bu tayinden sonra dünya çapındaki şerefsiz şöhretine erişecek faaliyetlerde bulunmuştur. Lawrence beyaz bornoz ve abbasesi ile bir Arap şeyhi kılığına girmiş ve arap halkını kandırarak kendi vaatleri ve çıkarları doğrultusunda yönlendirmiştir
rmadi41
rmadi41
Asteğmen

عدد الرسائل : 450
العمر : 44
العائلة التركمانية : karluk
تاريخ التسجيل : 16/03/2008

http://rmadi41.spaces.live.com/

الرجوع الى أعلى الصفحة اذهب الى الأسفل

الرجوع الى أعلى الصفحة

- مواضيع مماثلة

 
صلاحيات هذا المنتدى:
لاتستطيع الرد على المواضيع في هذا المنتدى